'Meçhul Tutsaklar'ın soluk kesen hikayesi

Tarih 14 Ağustos 1974. Türkiye, 20 Temmuz’daki birinci harekatın ardından Kıbrıs’a ikinci harekatı yapıyor.

Hürriyet Gazetesi

11/25/20113 min read

'Meçhul Tutsaklar'ın soluk kesen hikayesi
'Meçhul Tutsaklar'ın soluk kesen hikayesi

Tarih 14 Ağustos 1974. Türkiye, 20 Temmuz’daki birinci harekatın ardından Kıbrıs’a ikinci harekatı yapıyor.

22 Temmuz Ateşkes ilanından sonra Ada’ya giden 12 Türk gazeteci ise bölgenin son halini ve yaşananları dünyaya duyurmak, olası ikinci harekatı kaçırmamak için oradalar…

20 Temmuz’daki birinci harekatta Türk askerinin gidemediği yerlerden olan Lefke ise yıllardır ‘mücahitler’ tarafından savunuluyor. Ancak Rum ve Yunan güçleri tarafından abluka altına alınan Lefke, 22 Temmuz’da teslim olmak zorunda kalıyor. Mücahitler de silahlarını bırakıyor ve evlerine dönüyor.

“İsim listeleri hazırlanmış, büyük bir av başlamış ve operasyonlarla komuta kademesindeki mücahitler evlerinden, ailelerinden koparılmıştı. Şimdi gizli gizli bir yerlere götürülüyorlardı. Meçhul tutsaklık başlıyordu.”

Öte tarafta, ikinci harekata tanıklık etmeyi başaran gazeteciler çektikleri fotoğrafları, yazdıkları haberleri bir an önce Türkiye’ye ulaştırmanın telaşı içinde Girne’ye doğru yola çıkarken, girdikleri ‘kestirme’ yolda Rumların saldırısına uğrarlar. Şoförleri oracıkta ölür. Adem Yavuz ve Ergin Konuksever yaralanır. Cengiz Kapkın ile birlikte esir düşerler.

Yine Kıbrıs’a haber yapmaya gelen 10 kişilik bir başka gazeteci grubu da esir düşer. Aralarında Ertürk Yöndem, Mete Akyol, Sermet İpekçioğlu, Yücel Hacaloğlu, Hami Sami Coşar, Ziya Ergun, Hüdai Bayık, Ahmet Kahraman, Teoman Fehim, Eyüp Sabri Kapıdağ vardır. Ancak Rumlar ne gazetecilerin de mücahitlerin esir alındığını duyurmak ister. Esirler, birbirinden habersiz günlerce oradan oraya kaçırılarak her an ‘ölümle burun buruna’ getirilir…Mücahitler ile gazeteciler nihayet Limasol Emniyet Müdürlüğü’nde karşılaşırlar.

Hücrelerin ve koridorların temizliğinden sorumlu tutulan Kıbrıslı Türkler, bu esnada gazetecilerle konuşma fırsatı bulurlar. Öyle ki Rumların esaretlerini gizledikleri bu Türklerin nerede oldukları bilinmediği için Türkiye’nin uluslar arası bir girişimde bulunması da mümkün olmaz. 75 kişi Rumların elinde ‘meçhul tutsaktır'.

CEM KAR, HEM YAZDI HEM FİLME ÇEKTİ

Gazeteci Cem Kar, Kıbrıs harekatının bilinmeyen bu öyküsünü, belgesel bir film ve kitap olarak hazırlar. 2 yıl süren çalışmasında 2 gazeteciyle hayatta olmadıkları için, birine ise ulaşamadığı için konuşamaz. Ama diğerlerinin tamamıyla konuşmayı başarır.


Kayıp olarak bilinen 75 mücahitten ise hayatta olan 50’sine ulaşır. Röportaj yapmayı kabul eden 43’ünün yanı sıra; dönemin Turizm, Tanıtma Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Orhan Birgit, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve gazetecileri Limasol’a götüren Makarios’un özel koruma müdürüyle de konuşur.


57 KİŞİYLE 1500 DAKİKA RÖPORTAJ


57 kişi ile farklı zaman ve yerlerde 1500 dakikadan fazla röportaj yaparak konu ile ilgili belgeleri toplayan Kar, “Meçhul Tutsaklar film ve kitabı, 1963-1974 yılları arasında yaşananlara ve Kıbrıs sorununa ışık tutuyor. Yapılan tüm röportajlar, kitap için yazılı metne dönüştürüldü; yaşanmışlıklar, farklı bir kurgu ile kaleme alındı. Bu tarihi olay, düz bir metin olmaktan çıkarıldı” diyor.


Belgeselde Türk televizyon tarihinin ilk gizli çekiminin öyküsü de yer alıyor.



ŞEHİT ADEM YAVUZ


Cem Kar, Kıbrıs Barış Harekatında vurulup yaralanan, günlerce yaralı olarak esir tutulan, Türk Basının Kıbrıs Harekatında verdiği ilk ve tek şehit gazeteci Adem Yavuz’a da özel bir bölüm açıyor. “Şöyle Tatlıca Bir Resim” başlığı altında Yavuz’un, bütün koşullarını zorlayarak Kıbrıs’a gitme ısrarı ve şehit oluncaya değin yaşadıkları anlatılıyor.

Haber Kaynak Link